HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 KASIM 2025, SALI

İYİ PARTİ’DE FETÖ’CÜLERİ MİLLETVEKİLİ ADAYI YAPTILAR

İYİ Parti İzmir milletvekili ve genel başkan başdanışmanı Aytun Çıray, adaylıktan çekildiğini duyurduktan sonra partiye yönelik eleştirilerine devam ediyor. Sosyal medya hesabından bir dizi ifşada bulunan Çıray, 15 Temmuz hain darbe girişimi döneminde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından FETÖ'den ihraç edilen İdris Naim Şahin'in Ordu 1. sıradan aday yapıldığını ve bunu öğrendiğinde şoke olduğunu belirten Çıray, "Bu atamaları yapanların partinin zarar göreceğini bilmemeleri mümkün mü? Sözde temayül yoklaması ile tasfiye edilen liyakatlılar var" ifadelerini kullandı.
18.04.2023 00:44
İYİ PARTİ’DE FETÖ’CÜLERİ MİLLETVEKİLİ ADAYI YAPTILAR
İYİ PARTİ’DE FETÖ’CÜLERİ MİLLETVEKİLİ ADAYI YAPTILAR
Aytun Çıray: Makam peşinde olsaydım

İYİ Parti'ye değil, AKP'ye giderdim



Listelerin YSK'ya teslim edilmesine saatler kala milletvekilliği adaylığından çekildiğini duyuran İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Halk TV'de açıklamalarda bulundu.

Halk TV'de Şule Aydın'ın Haber Masası programında konuşan Aytun Çıray, adaylıktan çekilmesinin 'ilkesel karar' olduğunu söyledi. "Millet İttifakı'nın ortak adayı şu an Sayın Kemal Kılıçdaroğlu. Dolayısıyla onu desteklemek hepimizin görevi. Sayın Kılıçdaroğlu kazanmazsa işimiz çok zor. Bizdeki anketlere göre Sayın Kılıçdaroğlu en az 5 puan farkla bu seçimlerde cumhurbaşkanlığını kazanıyor görünüyor. Diğer söylediğim şey, o gün gelmiş bir anket vardı elimde. Uyarıcı olmak istedim. Hem partimde hem Millet İttifakı'nda zaman zaman rehavetler oldu. Kim olursa olsun kazanır gibi söylemler var. Tabii ki Sayın Kılıçdaroğlu kazanacak. Ama aynı zamanda siyasi partilerin mecliste ciddi temsilleri gerekir, Sayın Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olarak rahat çalışabilmesi için." diye konuşan Çıray, "Ortada bu kadar emek varken boşa gitmemeli" açıklamasını yaptı.

"BENİM PROBLEMİM MAKAM, MEVKİ MESELESİ DEĞİL"

Çıray, "Ortada liste yokken konuşmanın  anlamı yok ama duyumlarımız var. Sadece bizim partiyi kastetmiyorum ben Türk siyasetinin tümüne sesleniyorum. Zaten benim bir problemim yoktu ki. Sayın Genel Başkan beni başdanışman atamıştı. Başdanışmanı zaten seçilmeyecek bir yere konmasına izin vermez. Başdanışmanı oraya atadın da seçilmeye layık olmayan bir adamı niye oraya atadın diye sormazlar mı? Bana bu konuda güvence vermişti. Sen tek başdanışmanım olacaksın diye. Siyasi kazalardan seni korumak da benim görevim demişti. Benim problemim yandaş medyanın saptırdığı gibi mevki, makam meselesi değil. Ben 32 yaşında başhekim, 36 yaşında müsteşar, 7 bakan, 3 başbakanla çalışmış bir bürokrat, bir başbakana danışmanlık yapmış bir danışman ve devletin büyük şirketlerinde yönetim kurulu üyeliği yapmış, sonrada Sayın Kılıçdaroğlu'nun asla hakkını ödeyemeyeceğim şekilde 3 dönem Türkiye'nin olmazsa olmaz partisinde milletvekilliği, parti meclis üyeliği, genel başkan yardımcılığı yapmış bir insan olarak benim mevki, makam problemim olabilir mi sizce? Eğer ben mevki ve makam arayışında olsaydım CHP'den istifa ettiğimde gideceğim yer, büyük meşakkatlerin olduğu İYİ Parti değil, Adalet ve Kalkınma Partisi'nde bir mevki ve makam olurdu kimse de hayır demezdi. Bunları çirkin yorumlar olarak kabul ediyorum. Bu nedenle niyetim tamamen doğrudur, tavrım bir devlet insanı tavrıdır. Türkiye zaten 20-21 yıldır bu siyasi iktidarı taşımaktan yorgundur." diye konuştu. 

Çıray, "Benim şaşkınlığım yandaş medyanın nedense bana karşı bir itibar operasyonu başlatması... Bunu bir soru işareti olarak kamuoyunun önüne koyuyorum. Hatta bugün çok güldüm. Ahmet Hakan benden hiç hoşlanmadığını yazmış. Bunun için kendisine teşekkür ederim. Eğer benden hoşlanmış olsaydı doğrusu kendimden kuşku duyardım." ifadelerini kullandı.

FETÖ'CÜLERİ MİLLETVEKİLİ ADAYI YAPTILAR

İYİ Parti İzmir milletvekili ve genel başkan başdanışmanı Aytun Çıray, adaylıktan çekildiğini duyurduktan sonra partiye yönelik eleştirilerine devam ediyor. Sosyal medya hesabından bir dizi ifşada bulunan Çıray, 15 Temmuz hain darbe girişimi döneminde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından FETÖ'den ihraç edilen İdris Naim Şahin'in Ordu 1. sıradan aday yapıldığını ve bunu öğrendiğinde şoke olduğunu belirten Çıray, "Bu atamaları yapanların partinin zarar göreceğini bilmemeleri mümkün mü? Sözde temayül yoklaması ile tasfiye edilen liyakatlılar var" ifadelerini kullandı.

'İYİ PARTİ LİSTELERİNE BAKIN'

Geldiğimiz noktada adaylığımı geri çekmeden önce bu şahsın Ordu 1.sıradan aday yapılacağını öğrendiğimde adeta şok oldum. Aynı suda niye iki kez yıkanılsın ki?!! Bunun üzerine...Nitekim Türk Polis Teşkilâtı'nın abide insanlarından, FETÖ kumpasları mağduru Emin Arslan. Bir twit atarak İ.Naim Şahin ile ilgili olarak, "Emniyet teşkilâtının FETÖ'ye peşkeş çekildiği dönemin İçişleri Bakanı" diye yazdı.

Şu anda İYİ Parti listelerine bakın.. Elâzığ 1.sıra Fethullah'a "Allah dostu" diyen biri. Kars 1.sıra adayı Menzilci görünüyor. Hatay'da genç, sporcu Gökhan Zan 2.sıraya konularak seçilmesinin önüne geçildi. Gaziantep 1.sıra adayı ise, sosyal medya paylaşımlarında adeta uyuşturucu kullanıyormuş gibi küfürler eden birini getirmişler.





 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.