HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 KASIM 2025, PAZARTESİ

İşte CHP’nin Bursa milletvekili aday listesi

09.04.2023 15:51
İşte CHP’nin Bursa milletvekili aday listesi
İşte CHP’nin Bursa milletvekili aday listesi
14 Mayıs'ta yapılacak 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için CHP'nin Bursa milletvekili aday listesi belli oldu. Orhangazili Ender Teke listede 2. Bölge 7. sırada yer alırken bunun 2024 yerel seçimleri için Belediye Başkan adaylığına ön adım olarak olduğu yorumlandı. beklenen liste şöyle…

Birinci bölgenin birinci sırasında Prof. Dr. Kayıhan Pala yer alırken, milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu ikinci sırada yerini aldı. Üçüncü sırada, Saadet veya DEVA kontenjanı olacak, eski İl Başkanı İsmet Karaca dördüncü sırada yer alırken, Eğitim-İş'in eski başkanlarından Yeni Kuşak Köy Enstitüsü Derneği Başkanı Jülide Akköprü listenin beşinci sırasına oturdu.

İkinci bölge, Mestanlılar Derneği Başkanı Hasan Öztürk ilk sırada yer alırken, eski AK Parti Milletvekili, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Cemalettin Kani Torun ikinci sırada, Orhan Sarıbal üçüncü sırada, İnegöl'den Erkan Dönmez dördüncü sırada, Şahin Sevinç beşinci sırada bulunuyor.

Listede eski milletvekilleri Prof. Dr. Lale Karabıyık, Erkan Aydın ile Prof. Dr. Yüksel Özkan yer almadı. Lale Karabıyık'ın, Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olması durumunda devlette önemli bir görev alacağı öğrenildi.

Bursa 1. Bölge

1. Prof. Dr. Kayıhan Pala

2. Nurhayat Altaca Kayışoğlu

3. Mehmet Atmaca (Saadet Partisi)

4. İsmet Karaca

5. Jülide Akköprü

6. Alparslan Yıldız (Gelecek Partisi)

7. Zafer Yıldız

8. Tamer Dede

9. Serkan Öztürk

10. Özgür Yıldız

Bursa 2. Bölge

1. Hasan Öztürk

2. Cemalettin Kani Torun (Gelecek Partisi)

3. Orhan Sarıbal

4. Erkan Dönmez

5. Şahin Sevinç

6. Funda Türkcoş Pekiner

7. Ender Teke

8. Huriye Canan Çelik Tunar

9. Mehmet Önder Mutlu

10. Seda Bozdağ Güzelkaya


 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.