HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 04 KASIM 2025, SALI

AK Parti’nin Bursa milletvekili adayları belli oldu! Varank ve Efkan Ala liste başı

09.04.2023 16:49
AK Parti’nin Bursa milletvekili adayları belli oldu! Varank ve Efkan Ala liste başı
AK Parti’nin Bursa milletvekili adayları belli oldu! Varank ve Efkan Ala liste başı
2023 Genel Seçimleri için AK Parti'nin Bursa 1. Bölge ve 2. Bölge milletvekili adayları belli oldu. AK Parti'nin Bursa 1. Bölge için ilk sıradan aday gösterdiği isim Efkan Ala olurken, 2. Bölge için ise ilk sıradan Mustafa Varank  gösterildi.

AK Parti'nin Bursa milletvekili adayları belli oldu! Varank ve Efkan Ala liste başı

Siyasi partilerdeki hummalı liste çalışmaları Ankara'da baş döndüren bir trafiğe sahne oldu.

14 Mayıs'ta yapılacak olan Genel Seçimleri'nde yarışacak olan partilerin listeleri art arda kamuoyuna açıklanırken, gözlerin çevrildiği AK Parti'nin Bursa'daki yeni vitrini de belli oldu.

AK Parti'nin Bursa için 1. ve 2. Bölge içinde 28. dönem milletvekili aday listesinde dikkat çekici isimler yer aldı.

AK Parti'nin Bursa 1. Bölge için ilk sıradan aday gösterdiği isim Efkan Ala olurken, 2. Bölge için ise ilk sıradan Mustafa Varank  gösterildi.

Öte yandan Cumhur İttifakı'nın bir diğer ortağı MHP'nin Bursa listesi ise geçtiğimiz günlerde açıklanmıştı.

1. BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI:

1- Efkan Ala

2- Refik Özen

3- Ahmet Kılıç

4- Emine Yavuz Gözgeç

5- Mustafa Yavuz

6- Ahmet Yıldız

7- İrfan Akkaya

8- Ömer Faruk Temiztürk

9- Semih Peksert

10- Mihrimah Kocabıyık

2. BÖLGE MİLLETVEKİLİ ADAYLARI:

1- Mustafa Varank

2- Ayhan Salman

3- Osman Mesten

4- Emel Gözükara Durmaz

5- Muhammet Müfit Aydın

6- Mustafa Yıldırım

7- Fuat Alpaslan

8- Süleyman Çelik

9- Asuman Akçay Sakallı

10- Mustafa Kaya


 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Bir ülkenin gerçek yüzü, sokaklarındaki düzenle, meydanlarındaki bayraklarla değil; en savunmasız insanlarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Bugün bu ülkede, Aydın Söke Açık Cezaevi’nde, sessizce tükenen bir hayat var: Öztürk K. Öztürk K. %75 engelli. Talesemi majör hastası, aynı zamanda tip 1 diyabetli. Yani yaşamı boyunca düzenli kan nakline, insüline ve hijyenik ortama ihtiyaç duyan bir insan. Yürüyerek girdiği cezaevinde bugün artık yatalak hale gelmiş durumda. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor, yürüyemiyor, elleri titriyor, bilinci kimi zaman gidip geliyor. Ve o hâlâ orada, duvarların arkasında “infaz” adı altında yaşam mücadelesi veriyor. Cezalandırmak, bir toplumu düzen içinde tutmanın aracıdır, denir. Ama insan onurunu korumayan bir ceza, artık adaletin değil, intikamın alanına girer. Bugün Türkiye’de, “hasta mahpuslar” başlığı altında yüzlerce insan, fiilen ölüm cezasına mahkûm edilmiş durumda. Her rapor “cezaevinde kalamaz” dese de, her dilekçe “uygun değildir” gerekçesiyle geri dönüyor. Peki, neye uygun değildir? Bir insanın yaşamasına mı? Bir devletin vicdanına mı? Öztürk K.’nin kardeşi, “Yürüyerek girdi, şimdi nefes bile alamıyor. Kimse duymuyor” diyor. Oysa devlet, her yurttaşının yaşam hakkını korumakla yükümlüdür — suçlu ya da suçsuz fark etmeksizin. Çünkü yaşam hakkı, hiçbir mahkemenin elinden alamayacağı bir haktır. Cezaevleri, yalnızca demir parmaklıkların ardındaki suçluların değil, dışarıdaki toplumun da aynasıdır. O aynada ne görüyoruz? Gözünü kapatmış bir sistem mi, yoksa el uzatmaya cesaret eden bir toplum mu? Bir devletin adaleti, güçlüye değil, güçsüze gösterdiği şefkatle ölçülür. Öztürk K.’nin durumu bir istisna değil, bir gösterge. Bir ülkenin sağlık sistemi, hukuk düzeni ve vicdanı burada kesişiyor. Ve biz, üçü arasında sıkışmış bir insanın her geçen gün eriyişini izliyoruz. Bu bir siyaset meselesi değil. Bu, insanlık meselesi. Bir insanın yaşamasına yardım etmek, bir partinin, bir ideolojinin, bir grubun meselesi değildir. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Yetkililere sesleniyorum: Adalet Bakanlığı’na, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne, İnsan Hakları Kurumları’na… Bu bir “dosya” değil, bir hayat. Ve o hayat, gün be gün elimizden kayıyor. Bir insanın ölüme terk edilmesi, hukukun değil, sessizliğin eseridir. Ve biz sustukça, adalet bir kelimeden ibaret kalır. Bir mahkûmun yatağında öylece çürüyüp gitmesi, hepimize dokunmalı. Çünkü bir gün, adaletin terazisi yeniden kurulacak. O gün geldiğinde, belki de en çok şunu sorgulayacağız: “Biz sustuğumuzda kim ölmüştü?”
logo

   E-posta: bilgi(@)ucuncugozgazetesi.com
Tüm hakları Üçüncü Göz Gazetesi adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.